Yeni Yıl, Yeni Yıl, Herkese Kutlu Olsun!!

Aralık ayı tartışmasız en sevdiğim ay çünkü ben yılbaşı süslemelerine bayılıyorum. 1 Aralık olduğu gün hemen ağacımı indirip süslemeye başlıyorum. Yılbaşı alışverişine çıkıyorum hediyeler, yeni süsler derken kendimi kaybediyorum.

Bu sene her yıl olduğu gibi evde yılbaşı yemeği hazırlayacaktım (hem de Prag'dan İstanbul'un 3'te 1 fiyatına aldığım Moser renkli kadehlerimle ikram edeceğim Moet  Chandon şampanyaya kadar hazırlık yapmıştım!) Ama (bu büyük bir ama) bu ayın ikizlere etkisinden midir bilinmez bu hafta başından beri herşey ters gidiyor.

Sonunda tek başıma kendimi sokaklara falan atacağım.Nişanlım akşam 11 sabah 7 arası çalışıyor olacak, yani yeni yıla girerken yok (saat 11de Taksimde olabilmesi için 9'da falan çıkması gerek heralde).

Arkadaşlarıma evde düzenleyeceğim yemek için davetiye gönderdim  (ki her sene bize gelirler)ama daha kimseden beni sevindirecek bir cevap alamadım.

2011'e cok mutlu girmek istiyorum ve artık bir an evvel düğünümü planlamaya başlamak istiyorum.

Noel Baba'ya Not: Sevgili Noel Baba, bu sene çok uslu bir kız oldum denebilir; o yüzden lütfen bütün dileklerim gerçek olsun. (Sakın canımı sıkma da dediklerimi yap yoksa ağlıycam)

Av Mevsimi

Cuma günü itibarıyla vizyona giren Av Mevsimi'ni
geçen gece galasında izleme şerefine nail olduk.
Gala hiç özenilmemiş diyebileceğim, Ukra inşaatın reklam kampanyası şeklinde düzenlenmişti. Gecenin en güzel yanı, Cem Yılmaz'ın bir an için yanımıza gelip sohbet etmesiydi. Tabii bu bazı arkadaşlarımıza daha fazla mutluluk ve heyacan yaşatmış olabilir ( o kendini biliyorrrr).

Galada film izlemek gerçekten çok keyifli: Reklam
yok, ara yok (gerçi film uzun olunca tuvalete gidememek biraz kötü ama...). Filmi genel olarak beğendim: uzun metraj CSI dizisi gibi ama çekimler ve oyuncular güzel.

Yazıya böyle başlamış olsam da asıl bahsetmek istediğim av, geçen salı Lanvin elbise peşinde nasıl daha güneş bile doğmamışken uyanıp da sessiz sedasız avımızın peşinden gittiğimiz. Kıskandırmak gibi olmasın ama, Lavin koleksiyonunu görmeye ilk olan, o şanslı 320 kişiden biriydim.

Sabah 7.30 itibarı ile Forum  İstanbul'da yerimi almıştım. Etrafta insanı rahatsız eden, konsantrasyonumuzu bozan kameralar ve Lanvin for H&M için çıldıran biz kadınlardan başka (bu arada önümde iki çocukta sevgilileri için elbise almaya gelmişlerdi ki hayallerimde ki en iyi erkek oscarını alabilirler!) AVM'yi temizleyen insanlar vardı (ki onlarda bizlere garip garip bakıyorlardı.

Birkaç saat bekledikten sonra  kolumuza bilekliklerimizi takmış saat kaçta mağazaya gireceğimizi
bilerek Starbucks'ın yolunu tuttuk. En sevdiğim yılbaşı içeceği Toffee Nut'ın çıkmış olmasıyla mutluluğumu bir kat daha arttırarak avımı  beklemeye başladım. 10.30 da ikinci 20'li grup olarak Lanvin
elbiselerin yanına giriş yaptığımız anda 15 dakikamız başladı. Kardeşimle daha önceden neler almamız gerektiğini planladığımızdan (yani daha çok herşeyi demeliydim) avımızı kolayca kafesledik.
Ve dünyanın en güzel gamboçlarıyla sırtlayıp evimize götürdük. 

Av Mevsimi galasına da işte bu avımda almış olduğum Lanvin elbise, Lanvin for HM sahte kürk-yelek, kırmızı kolye, ve Chanel ayakkabılarımı giyerek katıldım.

Not.
Lanvin for H&M aynı zamanda Unicef yararına satışa sunulan
couture bir koleksiyonda hazırladı ve açık arttırmaya çıkarıldı.

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails